Yunanistan’da 17 Haziran günü yapılan genel seçimlerde ana akım iki burjuva partisinden krize iktidardayken yakalanmamış olan sağcı Yeni Demokrasi Partisi (YD) oy oranını bir ölçüde restore etmeye başardı.
YD’nin aldığı yüzde 29,7 oyla elde ettiği seçim başarısı bir Pirus zaferidir.
Bu restorasyonun ardında başta Alman emperyalizmi olmak üzere Avrupa Birliği emperyalizminin, küresel tefeci İMF’in, onun baş yönlendiricisi ABD emperyalizminin, diğer emperyalist düşünce kuruluşlarının, uluslararası burjuva medyasının vd.’lerinin YD lehine yürüttükleri, Yunan halkına gözdağı vermeye dayanan kampanyanın yattığı çok açık.
Kurulan yeni koalisyon hükümeti (YD + Pasok + Demokratik Sol) Yunanistan’da son aylarda patlak vermiş olan siyasi krize son verildiği anlamına gelmiyor. Elde edilen sadece geçici bir nefes alma olanağıdır. Bunun kalıcı bir hükümet olamayacağını hep birlikte göreceğiz. Bu öngörüyü bu kadar peşinen dile getirebiliyoruz ve bu kesinliği yaşanan ekonomik krizin ve kapitalist iflasın keskinliğinden alıyoruz.
Söz konusu olan sadece Yunanistan’ın yaşadığı akut ekonomik kriz değildir. Yunanistan dışında Portekiz, İrlanda ve İzlanda’yı ezip geçmiş, Kıbrıs, İspanya ve İtalya'yı kasıp kavurmaya başlayan ve burada durmayarak tüm Avrupa'ya ve dünyaya yayılan ve genelleşmiş bir kapitalist iflastan söz ediyoruz. Bu koşullar altında dünya krizinin en zayıf halkalarında heterojen ve kırılgan burjuva hükümetlerinin kurulduğuna ve sık sık çatlayıp dağıldıklarına tanık olacağız.
Peki, Yunanistan’da küresel finans kapitalin arzusuna uygun bir hükümet kurulduğuna göre en azından bu ülkenin hatırı sayılabilir bir süre için Troyka yapımı kemer sıkma programını uygulamaya devam edeceğini düşünebilir miyiz?
Yunanistan Avro Bölgesi’nde kalabilecek ve her şey küresel finans kapitalin istediği gibi gelişecek olsa bile Yunanistan kapitalizminin bir üçüncü kurtarma programına ve yeni bir borç yapılandırmasına ihtiyaç duyacağı kesindir. Temel aritmetik işlemlerini yapabilen herkes bu durumu görebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder