Kıbrıslı yetkililer AB'nin temsilcilerine yaptıkları bilgilendirmede,
söz konusu kaynağa bankacılık sektörünü desteklemek için ihtiyaç duyulduğunu
ifade ettiler.
Kıbrıslı bankaların ihtiyaç duydukları toplam tutarın 4
milyar avro olduğu söyleniyor. Ülkenin genel olarak ihtiyaç duyduğu tutar için
ise 8 ila 10 milyar avro arasında değişen rakamlar telaffuz ediliyor.
Uluslararası basında yer alan haberlere göre ülkenin ikinci
büyük bankası Cyprus Popular Bank’in ağır bir tahribat yaşamış olan sermaye tabanını
yeniden düzenlemek için 1 milyar 800 milyon avroya gereksinimi var.
Kıbrıs bankalarının duyduğu acil sermaye ihtiyacının başlıca
nedeni Mart ayında Yunanistan’ın dış borçlarında yapılan yeniden yapılandırma
operasyonu. Ülkenin üç ana bankası –Kıbrıs Bankası, Cyprus Popular Bank ve Hellenic Bank-
Yunanistan’a göbekten bağımlı durumdalar. Uluslararası sermaye piyasalarından borçlanamaz hale gelmiş olan
Kıbrıs bugüne kadar durumu Rusya’dan geçen yıl aldığı 2,5 milyar avro
tutarındaki kredi ile idare edebildi. Ancak bu kez aynı şeyi yapmak mümkün
olmadı ve Kıbrıs yönetimi kendisine ağır koşullar dayatılmasını göze alarak AB’ye
el açmak zorunda kaldı.
Böylece Kıbrıs bir kurtarma paketine ihtiyaç duyan beşinci
Avro Bölgesi üyesi oldu. Diğer bir
deyişle Avro Bölgesinin 17 üyesinden beşi resmi olarak akut finansal çöküntü
içinde.
Diyebilirsiniz ki, Kıbrıs’a verilecek olan kurtarma
paketinin büyüklüğü 4 milyon avro ise bunu önemsemek, üzerinde fazlaca durmak
gerekir mi? İşgal altında bulunan ve KKTC’nin kurulmasının ardından Türkiye’nin
bir askeri protektorası haline gelmiş olan kuzey bölümü dışarıda
bırakıldığında, Kıbrıs toplam nüfusu sadece 800 bin kişiden oluşan minicik bir
ülke. Geçen yıl GSYİH’sı 18 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Kıbrıs
kapitalizmi 10 milyar avro tutarında bir pakete ihtiyaç duyacak olsa bile bu
tutar, Avro Bölgesinin kalıcı kurtarma fonu olan 500 milyar avro büyüklüğündeki
Avrupa İstikrar Mekanizması için çok küçük bir tutar olacaktır.
Ancak bu türden bir statik değerlendirme yaparak Kıbrıs
kapitalizminin –ironik bir biçimde sözde “komünist” Hristofyas’ın yönetimi
altında- çöküşünün önemini göz ardı etmek yanlış olur. Sadece taze müflis Kıbrıs,
AB’nin dönem başkanı olacağı için değil, ama asıl olarak krizin Avro Bölgesi’nde
yayılmasının durdurulamadığını göstermesi bakımından.
Kıbrıs’ın bütçe açığının GSYİH’sına oranı yüzde 6,3. Kamu
borcu ise GSYİH’sının yüzde 72’sine ulaşmış durumda. Kurtarma paketinin
uygulamaya konulmasının ardından bu ikincisi çok korkunç boyutlara ulaşacak.
Kıbrıs’ta hem şirketler hem de bireyler çok borçlu. 2009
yılına kadar 35 yıl boyunca büyümüş olan Kıbrıs ekonomisi son üç buçuk yıldır
küçülüyor. İMF’ye göre Kıbrıs ekonomisi bu yıl yüzde 1,2 oranında küçülecek. Bu
öngörü yılsonunda muhtemelen çok iyimser kalacak.
Kıbrıs Avro bölgesine katıldığı zaman bu ülkenin işsizlik
oranı yüzde 4’tü. Şu anda resmi işsizlik oranı yüzde 10 düzeyinde. Ekonomik
daralma sürer ve işsizlik artmaya devam ederken uygulamaya konulacak olan kemer
sıkma önlemleri borçları ödenemez hale getirecek ve halk yaşam standartlarında
dramatik bir düşüşe tanık olacak.
Kıbrıs hem nüfus olarak hem de GSYİH büyüklüğü olarak küçük
ancak bankaları çok daha büyük. Kıbrıslı bankaların varlıkları ülkenin GSYİH’nın
yüzde 750’sine karşılık geliyor. Bu oran Avro Bölgesi ortalamasının iki
katından daha fazla.
Kıbrıs kapitalizminin çöküşü Avro Bölgesi, AB ve genel olarak kapitalist sistem için dünyanın sonu değil. Ancak ciddi bir mide bulantısına
sebep olacağını görmemek de körlük olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder